5/11/2006

23.Mayıs 2003 Cuma gecesi saat 2.00 gibi uyuyabildim. C.tesi sabah Eskişehir'e gidecek olmamın verdiği heyecan yüzünden uyku tutmuyordu bir türlü. Halbuki tam dört sene boyunca defalarca o yola gidip gelmiştim. İlk zamanlarda bu gidiş-dönüşler çok sıklıkla tekrarlanırken seneler geçtikçe daha seyrekleşmeye başlıyordu. En son dönüş ise gerçekten çok zordu. Evi toplayıp kamyona yükledikten sonra anıları,dostlukları,sevinçleri,hüzünleri dolu dolu yaşayıp hepsini Eskişehir'de bırakırken.. İşte bu duygular içinde bir kere daha Eskişehir'e gidecek treni bekliyordum... Keyifli bir tren yolculuğundan sonra Eskişehir'e vardık. Tabiki trenin yemekli vagonunda biralar içildi lavobolar sıklıkla ziyaret edildi.. Öğle yemeği saatininde gelip geçmiş olması dolayısıyla saç kavurma hayalleri içinde konakladığımız öğretmen evi'ne yerleştikten hemen sonra Posta Pide'nin yolu tutuldu.. Bu çok iddalı bir laf olacak ama burdaki saç kavurmanın tadı dünya da hiç bir yerde olmadığını düşünürüm hep... Daha sonra İstanbul'dan gelen arkadaşlarımız ile Kızılcıklı caddesindeki cafelerden birinde bir araya geldik. Bu arada yıllar geçtikçe Eskişehir'deki cafe ve bar sayısının da arttığını gözlemleyerek'' keşke bir mekanda burda biz açsak ''diye içimizden geçirdik... Erdin Hocamızın sıcak ve samimi karşılamasını da belirtmek isterim. Tekrar kendisine teşekkürler... Hoş bir sohbetten sonra bir grup kız arkadaşımız yan taraftaki Fal Bilim Merkezine giderek falcı bir genç arkadaşımızın hafta sonu harçlığına güzel bir katkıda bulundular. Daha sonra Taşbina da yemek için sözleşildi. Gerçekten Taşbina taş gibiydi :)) Neden bizim zamanımızda bu tarz gelişmelerin olamıştı ki? Akşam yemeğinin en büyük sürprizi Ergül Han hocamızdı. Bütün arkadaşlar yıllardır içlerinde yer eden soruları kendisi sordu ve hocamızda hepsine teker teker samimiyetle cevap verdi. Yıllar önce biri bana Ergül Han hocayı böyle anlatsa kesinlikle inanmazdım.. Beni en şaşıran olaylardan biri de Ergül Han hoca Murat arkadaşımızı görünce'' seni tanıdım ben ''dedi .Murat'ın hocaya cevabı da '' Ben de sizi tanıdım hocam''.!!!!! Daha sonra Ergül Han hoca da dahil olarak Hayal Kahvesi'ne geçildi. Hocamız ile burda dans etme şerefine de ulaştık :)) Gecenin olayı Sertab'ın Erovizyon zaferiydi tabi ki lakin H.Kahvesi'nde bu şarkı mevcut değildi.Şaşırmadım... Yağmur da dans süperdi..Onur Lokantası'ndaki çorbalar da öyle.. Pazar sabahı okula gidildi.. Yıllar sonra 3.no'lu amfi de sıralarda oturmak gerçekten etkileyiciydi. Yılmaz Hocamız konuşurken itiraf ediyorum bir ara gözlerim doldu. Yıllarca o sıralarda kim bilir ne farklı duygular ve beklentiler ile oturmuştuk diye aklımdan geçti. İnsan yıllar sonra yaşadığı yerlere gidince ister istemez bir şekilde kendisiyle muhasebe yapıyor belkide yaşadığı hayata dair. Şunu da eklemek isterim ki Eskişehir'de bulunduğum iki gün süresince yüzümden gülümseme eksik olmadı. Okulumda bulunmak beni çok mutlu etti. Pilavlar yendi eski arkadaşlar ile sohbetler edildi. Ve gelecek sene bir daha görüşmek üzere takvimlerde Mayıs'ın son haftası işaretlendi... Lakin gidilemedi....