11/27/2014

Sein Nehri - La Seine

Paris'i ortadan ikiye bölen,
Şehre hayat veren,
Coğrafi bilgi olarak noksan kalmasın belirtmiş olayım ; 776 metre uzunluğunda Fransa'nın en uzun ikinci nehri,
Hem ulaşım aracı, hem turizm aracı.
Hava karardıktan sonra öncelikle gençlerin kıyısın da kanlarında ki alkol miktarına ivme kazandırdıkları,
Aşıkların ele ele yürüdüğü,
Gündüz başka, gece ise başka bir surete bürünen cansuyu.
Akıp giden suyun bulanık , kahverengi veya yeşil olmasının bir anlam ifade etmediği her şekliyle seyretmeye doyamayacağınız, Paris'in en hareketli akışkan parçası.

Benim gözümden karelerle Sein nehri...






Notre Dame Katedrali
Son yıllar da kilit satışlarını artıran birde yöntem geliştirildi Paris'te. Aslında artık Avrupa da bir çok köprüde de bu durumu görmek mümkün, insanlar aşklarını kilitleyip köprüye astıktan sonra anahtarını nehre atıyorlar. Bu durum en çok tanesi 2 EUR'ya kilit satan seyyar satıcıların işine yarıyor doğal olarak.





11/22/2014

Montparnasse Kulesi




Montparnesse Kulesi'nin tepesine ikinci defa çıktım. Çünkü Paris'in en güzel manzarasını görebileceğiniz mekan burası. Eiffel Kulesi bütün etkileyiciliğiyle karşınız da dikiliyor ve 360 derece olarak tüm Paris ayağınızın altında klasik tabiriyle.
Bina, lokal olarak Paris'in en büyük tren garlarından biri olan Gare Montparnasse 'in hemen yanıbaşında. Zaten 200 metrenin üzerinde olan bir binayı da görmemek imkansız olmalı. Binaya çıkmanın karşılığı 14.50 EUR. Yaklaşık bir dakika içinde 56 katı çıkıyorsunuz gerçekten etkileyici.
Bunun yanında yukarı çıkar çıkmaz bir fotoğrafçı yeşil pano arkasında fotoğrafınızı çekiyor. Bu fotoğraf tabi ki giriş ücretine dahil değil çıkışta arka plana Paris manzarasını ekleyerek fotoğrafınızı ekstra ücret ödemek kaydıyla alabileceğinizi öğreniyorsunuz. Ben ilk sefer de bu oltayı yutmuştum. Lakin ikinci de aynı pazarlama taktiğinin hedefi olmadım. Bunun dışında üst katta hediyelik eşya satan bir bölüm ile bir kafe mevcut.



Montparnesse Garı
Eyfel Kulesi


Luksemburg Bahçesi
Montparnesse Kulesi'nden Paris'e Bakış



Paris ve Gece - 2014 Kasım

Gece herşeyi örter. 
Yalan dünyanın dekorudur gece.
Şehrin gizemli yüzü gece çıkar ortaya. 
Hafızlarda şehrin gece görüntüsü kalır.
Bu sayfada da Parsi'te gece çektiğim kareleri paylaştım.
Mekanların çoğu zaten bilindik yerler. 
Bazı yapıların ise adlarını bile bilmiyorum.
Umrumda da değil.

İsimler değil ardında bıraktıktan sonra hissettirdikleridir önemli olan benim için...


















Paris Metrosu

Bir şehirde ulaşımın en kolay ve  en ucuz yöntemlerinden olan metro kullanımı doğal olarak Paris için de geçerlidir. Dünyanın en büyük ve en eski metrolarından biri olan Paris metrosunun ilk hattı 1900 yılında inşaa edilmeye başlanmıştır. Tabi ki aklımıza İstanbul metrosu geldiğinde vereceğim bilgi ise İstanbul da  ilk gerçek anlamda metro hattı, 2000 yılında 8.5 km hat uzunluğu ile Taksim , 4.Levent hattın da faaliyete başladığı bilgisidir. 1453 yılında İstanbul'u fethederek  bir devri bitirip yeni bir devri başlatan neslin torunları olarak yaptıklarımız veya yapamadıklarımızın fazla yoruma gerek olmadığını düşünüyorum.


Paris Orly Havaalanındaki Türk Bayrağı Sembolü

Bu fotoğrafı Paris Orly Havaalanı pasaport kontrol girişinde 08.11.2014 tarihinde çektim. Fransızlar hala Türk Bayrağı'nın ölçülerini böyle zannediyor olmalı. İşin diğer boyutu ise Türk Yetkililerin bu durumdan hiç rahatsız olmamaları. Üçüncü boyut ise ben durumu çok fazla abartıyorum.


5/30/2014

2014 FIFA Dünya Kupası 'nda Oynayacak Türkiye Ligi Futbolcuları

Dünyanın futbol organizasyonu kapsamında ki en büyük organizasyonu Dünya Kupası 12 Haziran - 14 Temmuz arasında futbolun yaşam ile içiçe olduğu Brezilya da gerçekleştirilecek. Brezilya bu organizasyonu tarihin de ikinci defa yapıyor. Dilerim bir gün Türkiye de de bir dünya kupası organize etmek bizlere nasip olur. Fakat bu yüzyıl da böyle çapta bir organizasyonun bize verileceğini düşünmek oldukça iyimser bir temenni. 

Bana göre şampiyonanın en büyük favorileri evsahibi Brezilya, son yıllarda hem kulüp hem milli takım olarak futbola damgasını vurmuş İspanya ve Almanya. Tabi ki bu tarz turnavalar da çeyrek final, yarı finaller de sürpriz takımlar da çıkabiliyor. Bununla birlikte gözler dünyanın en büyük yıldızı olarak gösterilen Lionel Messi ve doğal olarak Arjantin Milli Takımı'nda da olacak. 

Her ne kadar milli takımımızı bu turnuva da seyredemeyecek olsakta bu sene ligimizde mücadele eden aşağıda ki yabancı futbolcuları da merakla takip edeceğiz. 

Kamerun Milli Takımı
  • Charles Itandje (Konyaspor), 
  • Dany Nounkeu (Beşiktaş), 
  • Aurelien Chedjou (Galatasaray),
  • Eyong Enoh ( Antalyaspor ),
  • Achille Webo (Fenerbahçe), 
Hollanda Mili Takımı
  • Wesley Sneijder (Galatasaray),
  • Dirk Kuyt (Fenerbahçe),
Yunanistan Milli Takımı
  • Alexandros Tziolis (Kayserispor), 
  • Theofanis Gekas (Konyaspor)
Fildişi Sahilleri Milli Takımı
  • Didier Zokora (Trabzonspor)
  • Souleman Bamba (Trabzonspor),  
  • Didier Drogba (Galatasaray), 
Uruguay Milli Takımı 
  • Fernando Muslera (Galatasaray) 
Bosna Hersek Milli Takımı
  • Ognjen Vranjes (Elazığspor), 
  •  Izet Hajrovic (Galatasaray), 
  • Haris Medunjanin (Gaziantepspor),
  • Senijad Ibricic (Erciyesspor), 
  • Edin Visca (İstanbul BB)
Nijerya Milli Takımı
  • Godfrey Oboabona (Rizespor),
  • Emmanuel Emenike (Fenerbahce),
Gana Milli Takımı
  • Jerry Akaminko (Eskisehirspor), 


Portekiz Milli Takımı
  • Bruno Alves (Fenerbahçe), 
  • Raul Meireles (Fenerbahçe),
  • Hugo Almeida (Beşiktaş),
ABD Milli Takımı
  • Jermaine Jones (Beşiktaş), 

Birde önceki sezonlar da ligimizde mücadele eden tanıdık isimler de bu turnava da top koşturacak.
  • Ricardo Quaresma ( Portekiz)
  • Faryd Mondragon (Şili)
  • Diego Lugano (Uruguay),
  • Franck Ribery (Fransa),
  • Reto Ziegler (İsviçre)
  • Giovani dos Santos (Meksika),
Fotoğraflar, Espnmediazone sitesinden alıntıdır.



10/09/2013

Ayasofya Fotoğraflarım

Güneşli bir sonbahar günü. 
İstanbul tam anlamıyla turist kaynıyor.
Şehrin en turistik bölgelerinden biri olan Sultanahmet'teyim. 
Gezelim görelim programımın adresi Ayasofya. 
Girişte yüzlerce insan kuyrukta. 
Müzekartım sayesinde bilet alma sırasını geçip içeriye yönleniyorum.
Ayasofya, Bizans İmparatoru Justinianos tarafından 527-565 yılları arasındaki dönemde yapılmış.
916 yıl kilise olarak kullanılan yapı 1453'te Fatih Sultan Mehmed'in fethi ile 482 yılda cami olarak kullanılmış.
Bu kadar yıllar boyunca böyle muhteşem bir yapının hala ayakta durması muhteşem bir durum.
Halen restorasyon çalışmaları devam ediyor. İçeri de büyük inşaat iskeleleri mevcut.
Ayasofya bir isim değil sofya Yunanca da bilgelik anlamında bir kelime. Ayasofya ise yüce bilgelik demek oluyor bu durumda.
Yapı oldukça etkileyici. Klasik olacak ama insan içerisinde yürüken, mermerlere dokunurken yüz yıllarca öncesini hissediyor.
Aşağı da Ayasofya da çektiğim kareler yer almaktadır.























10/02/2013

Garip Hikayeler Serisi

Yatmak için yukarı çıktı. Odasına varan merdivenleri çifter çifter çıkmaktan hoşlanıyordu. Fakat her seferinde merdivenlerin başında büyükannesi ile karşılaşıyor, azarı işitiyordu. Beyaz başörtülü ve açık mavi geceliğiyle Saadet Hanım, elinde tuttuğu fenerin ışığıyla duvara yansıyan gölgesiyle başka alemlerden gelen hayaletler gibiydi. Yaşadıkları ev, üç katlı eski bir konaktı. Odasını küçük kardeşi Rıza ile paylaşıyordu. Rıza bazı geceler korkuyor ve abisinin yanına yatıyordu. Her ne kadar tek kişilik yatakta sıkışık bir durumda olsa da kardeşini yatağına götürmeye gönlü el vermiyordu. 

Sabah oldukça geç uyandı. Mutfağa koştu. Okula yetişmesi için çabuk olmalıydı. Karnı zil çalsa da okula geç kalıp öğretmeninden laf yemek hiç işine gelmiyordu. Aklına hükümetin açıkladığı yeni demokrasi paketi geldi. Bundan sonra sabahları  ''Andımız'' 'ı okumayacaklardı. Bununla birlikte kompozisyon derslerinde X, W, Q harflerini  kullanabileceklerdi. Ama bu pakette aklını karıştıran ( bundan sonraki seçimlerde nasıl bir sistem uygulanacağı gibi) bir çok nokta vardı. Barajı düşürmekle ne kadar demokrat olunabileceğini düşünüyordu. Ona göre bu durum ters orantılı bir eğrinin demokrasiyi kesen demoklesin kılıcı gibiydi. 

İnsanoğlunun kendi yazılı tarihi öncesinde bir Altın Çağı olduğuna hep inanmıştı. Belki de geçmişe özlem denilen bu durum insanın kendi içinde tanrılaştırdığı boş bir statü ve ölümsüzlüğe erişmenin peşinde sürüklenen ilkel beyinlerin mantıksız bir betimlemesiydi. Günahkar şehirlerin yıkıldığı, aniden ortaya çıkan meleklerin insanlara nur saçtığı zamanlarda, göklerin kapılarını açıp aşırı gürültülerin inanılmaz sessizliklere dönüşmesiyle kanunları kendi adına yürütenler bu Altın Çağa inananlar olabilir miydi?

1971 yılı şubat ayında ABD tarihteki en süreli misyonu olan insansız bir uzay aracı fırlatırken Türkiye de yaklaşık bir ay sonra yani mart ayında TürkSilahlı Kuvvetleri ''12 Mart Muhtırası'' ' nı yayınlıyordu. Dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneral Meduh Tağmaç ve diğer kuvvet komutanları imzalı bu muhtırayı Cumhurbaşkanı, Cumhuriyet Senatosu ve TBMM Başkanvekilliği'ne veriyordu. 

Cumhuriyet senatosunu yeni neslin bilmesi zor olduğundan şöyle anlatabiliriz; Cumhuriyet Senatosu; 1961 Anayasasına göre yasama organını meydana getiren iki meclisten biri olup, genel oyla seçilen 150 üye, Cumhurbaşkanınca seçilen 15 üye ve tabii üyelerden kurulan yasama organıdır. Kanunların akışını yavaşlattığı görüşü sonucu 1982 Anayasası ile yürürlükten kaldırılmıştır. 

İşte aynı tarihlerde kimin ne yaptığını belirtmek kimin nereye gideceği konusunda da bir fikir veriyor.