10/04/2017

Müzik Aşkı ve Okul Yılları

2006 yılında yazdığım bir yazımı biraz daha güncelleyerek yeniden paylaşmak istedim.İçerik aynı, düşünceler de... 

Lise yıllarım olan seksenler de ki grupların tadı başkaydı. Popüler kültür etkisiyle kısa ömürlü tüketilen şarkılar yapılmazdı. Şarkılar ağızlara sakız olup akabinde unutulmazlar uzun yıllar her çalındığında aynı keyfi yaşatırlardı. 

Uzun zaman seksenlerin müziklerini dinlemedim nedeni yok aslında belki de yaşlar ilerledikçe türler ve tarzlar değişiyor normal olarak. Ama eskiden dinlediklerimi hiç bırakmasam da güncel olarak yeni çıkan grupları da takip etmedim edemedim çok fazla. Diğer taraftan Metallica’yı takibim hiç bitmedi ama son dönem çalışmaları da pek memnun etmedi işim doğrusu. Fakat son dönemler de yine eski dinlediğim şarkılar ve gruplar çok daha keyif veriyor . 

1984 yılı hazırlık sınıfındayım. Hepimiz birbirimizin davranış ve hareketlerinden etkileniyoruz doğal olarak. Sınıf arkadaşım ‘’ Big in Japan ‘’ diye bir şarkı çıktığını söyledi ve bu şarkıyı bir şekilde dinledim. Artık hayatımda ki müzik olgusu o günden sonra sonu gelmeyen bir tutkuya dönüşmüştü. Evet üzerinden otuz sene geçmiş neredeyse. Bu müzikal durumları daha ciddi takip olayım ise ortaokul hazırlık sınıfında iki arka sırada oturan arkadaşım sayesinde olmuştur. Kendisi çok sıkı bir Heavy Metal ve Hard Rock dinleyicisiydi. Tabi ki abisinden dolayı gelen bir ilgi ve meraktı onada geçen çünkü abisinin bir rock grubu vardı ki o yıllarda önemli bir olaydı rock müzik grubunun üyesi olmak. 

Bir yandanda seksenlerde Ankara da rock müzik sevdası büyümeye ve gelişmeye başlıyordu. Yurtdışından plaklar getirtiyordu arkdaşımın abisi ve onun sayesinde Metallica,Twisted Sister, Scorpions ile tanıştım. Harçlıklarımızdan biriktirdiklerimiz ile Almanların meşhur Bravo dergisini alır oldum.İngilizce öğrenim gören bizlerin Almanca dergi alması da ayrı bir garip durumdur. Bravo’da sınırlı sayıda Heavy Metal gruplarının haberi fotoğraf ve posterleri çıkardı. Daha sonra Metal Hammer ve Kerang dergilerini öğrendik. İstanbul’a geldiğim zamanlarda Bahariye’de bir pasajın altındaki eski dergiler satan dergicide eski sayıların peşine düşerdim. Daha ucuz olması itibariyle elimdeki paramı o dergilere yatırdım zevkle. Sömestre tatillerinde İstanbul’a geldiğimde hazine arar gibi bu pasaja gittim yıllarca. Hey dergisini de takip ettim bir taraftan da, daha sonraları Blue Jean dergisiyayına başladı. İlk çıktığı sayısını çok net hatırlarım.1985 yazında ‘’Live Aid’’konseri olmuştu. 

Dergilerde gördüğüm grupları televizyon da seyredince adeta büyülenmiştim.TRT seksenler de yılbaşı geceleri saat oniki de dansöz ile şenlendirirken gecenin en sonunda epey geç saatlerde müzik programı verirdi.Bir yılbaşı Europe grubunu ‘’Final Countdown’’ şarkısının canlı performansını dinlemiştim ki en güzel yılbaşı hediyesiydi o sene benim için. Ne büyük keyif almıştım. 

Oldum olası uzun saç çok severim ve adamların tarzıları çok hoşuma giderdi. TRT2 de ise Duran Duran konserini yayınladılar.Günlerce sınıfta birbirimize anlattık o konseri. Birde Duran Duran’nin kaza geçirdiği ve John Taylor’ın öldüğüne dair söylentiler dolaşmıştı o günlerde ki sınıftaki kızlar nasıl ağlamıştı. 

İlerleyen sınıflarda grup kurma hevesine girdik ve bir Rock grubumuz oldu. Adı Anti-Silence’dı. Müzik derslerinde piyano başında bestelerimizi çalardık. Daha sonra okul konserleri, yarışmalar ve mezuniyet gecesi performansları olarak devam etti müzikal hareketler. 

Boş derslerde sıra kapaklarına vurarak şarkı söylerdik. En iyi davul sesi kürsüden çıkardı. Tam bateri sesi tadında. Favori şarkımız Queen’den ‘’ I want it all ‘’. 

Yıllar geçip gitti ve müziğe olan sevgim ve ilgim hiç değişmedi bundan sonra da nasıl geçsin ki ?