4/18/2015

2014 Mart Ayına Bakış

Kırklarıma geldiğim bu dönemde her daim mart ayı benim için en beklenen ve en favori ay olmuştur oniki ayın içinde ki.
Nedeni ise çok basit dünya da ki tüm insanların en önemli günleri olarak kabul ettikleri doğdukları günün ( belki doğdukları güne lanet edenler de vardır onları ayırdım ) yıldönümüne rastlayan ilgili gün ve ilgili ay olmasıdır doğal olarak.
Bu durumum ne yazık ki 2014 Mart ayı itibariyle artık hayatımın sonuna kadar üzüntüsünü hissedeceğim bir kayıpla kesiştiğinden buruk martlar olarak kalacak.
Blog sitemi bu sene bir önceki yıldan aklımda kalanları aylık ve kronolojik olarak yazmaya başladım. Ocak ve şubat aylarını bu şekilde hazırladım.
Mart ayı içinde aynı formatı devam ettireceğim fakat bu seferlik yukarı da belirttiğim acı olay ile başlıyorum.
23.Mart.2014 günü çok sevgili kayinpederim, babam, dostum, sırdaşımı Oktay Soyay'ı kaybettik.
Gerçek bir beyefendi, adam gibi adam, herkesin babasiydi.
Bundan sonra anneciğimle beraber kalbimiz de her daim yaşayacak.
Mekanları cennet olsun.
Oktay Baba, '' BABA OKTAY '' ...
Sözlükte ''Baba'' tanımına karşılık gelen İstanbul'un son beyefendilerindendi.
Balatlıydı. Hep konuşurduk beraber bir o taraflara gidelim, çocukluğunun,gençliğinin geçtiği yerlerde gezelim diye. Kısmet olmadı.
Kendisini özlemle anıyorum ve arıyorum.
Her daim bizimle ve fiziken olmasa da hayatımıza bıraktığı izler ile hep bizimle olacağına inanıyorum.
'' BİZ'' diyorum çünkü ben ne hissediyorsam hayatlarına bir şekilde dokunduğun tüm insanlar benim gibi düşünüyor. Bundan eminim.
Huzur içinde uyusun.
En başta belirttiğim, benim için en önemli ay olan doğum günümün olduğu mart ayı, Oktay Babamın kaybı yanında ondan beş ay önce sonsuzluğa uğurladığım annemin acısının sıcaklığında daha bir anlamsızlık katıyordu. Çünkü beni hayata getiren annemsiz yaşayacağım ilk doğum günüm olacaktı.
Eğer olsaydı sabah ilk beni arar her zaman soylediği " Ne iyi etmişim de doğurmuşum " diyecekti her sene olduğu gibi.
Kayıpların zor olduğunu ama özel günler de çok daha zor olduğunu o günden sonra daha iyi anlayacaktım ve anlıyorumda...Mekanı cennet olsun ki bence cennet.
Blogumda annemi kaybettikten sonra bir paragraf ve bir fotoğraf dışında hiçbir şey yazamadım onunla ve bu kaybımla ilgili.
Elim gitmedi. Onsuz geçen onaltı ay süresince içimde neler yaşandı neler ve paylaşmakta istedim ama kendi tarihime not düştüğüm bu blogta birşeyler yazmaya ancak cesaret ediyorum sanırım.        
( 2014 Kasım ayında onu kaybedişimizin ilk sene dönümündeki duygularımla daha geniş anlatacağım annem Merih Badalıoğlu'nu.)
Hayatlar doğumlar ve ölümler arasında gidip gelirken tabi ki 2014 mart ayı da hem benim için hem de ülke için akmaya devam ediyordu.
Mart ayı yerel seçimlerin olması dolayısıyla Türkiye için çok önemli bir aydı.

1 Mart 2014 günü twitter da İmamıngülü isimli kullanıcı aşağıdaki fotoğraf eşliğinde şu mesajı atıyordu .
'' AKP'li Ülke TV Topbaş'ın Mitinginde ''GECE GÜNDÜZ DEMEDEN ÇALIYORUZ'' alt yazısı girdi. İşte Bunlar hep Allah Sopası ''
Evet büyük bir talihsizlik sonucu Ülke TV böyle bir altyazı geçmişti...
Her daim olduğu gibi ülkede siyaset sürekli hareket halindeyken hükümetin duygusal bakanı Bülent Arınç, CNN Türk televiyonun da 2015 Genel seçimlerinde CHP Eskişehir 2. Sıra Milletvekili Adayı olacak olan Utku Çakırözer ile yaptığı röportajın da 17 Aralık'ta yaşananlar ile ilgili olarak aşağı daki beyanları veriyordu. ( haber Oda TV sitesinden alınmıştır. ) Yorumsuz paylaşıyorum.
Sosyal medyanın hayatımız ile iyice bütünleşmesi ''selfie '' çılgınlığını 2014 mart ayında iyice yükseltmeye başlıyor, Oscar töreninde çekilen aşağıda ki fotoğraf ile bir anlamda fitil ateşleniyordu.
Bu sırada bahar yüzünü gösteriyordu.
Fenerbahçe Parkı'nda ki kediler ve ben güneşin tadını çıkartmaya başlıyorduk.

Türkiye seçim havasında tam gaz ilerliyor. Yer gök afişler, pankartlar, bayraklardan geçilmiyordu. Yine talihsiz bir tesadüf sosyal medyaya bu şekilde yansıyordu.
Son yıllarda fotoğraf makinelerinin cep telefonlarına entegre olması ve teknolojinin hızlı gelişimiyle cihaz fiyatlarının ulaşılabilir seviyeler düşmesi Türk halkının artık gördüğü herşeyi fotoğraflamasına imkan sağlıyordu. Aşağıda ki fotoğrafçılık meraklısı hanım kızların Eminönü'nde ki kestaneci karelerini de ben fotoğraflıyordum.
11 Mart 2014 tarihin de Türkiye 15 yaşında bir çocuğunu kaybetti. Bugünlere kadar hakkında yüzlerce defa yazıldı çizildi...Söyleyecek çok şey var ama kelime kaldı mı ?
Sadece sözü Büyük usta Aziz Nesin'e bırakıyorum;
'' öyle bir ağlasam,
öyle bir ağlasam ki çocuklar
size hiç gözyaşı kalmasa
öyle bir aç kalsam,
öyle bir aç kalsam ki çocuklar
size hiç açlık kalmasa
öyle bir ölsem,
öyle bir ölsem ki çocuklar
size hiç ölüm kalmasa ''
*Aziz Nesin

Ulu Önder zaten zamanın ötesinde yine bizlere ışık tutmuştu.
15 Mart 2014 tarihinde ise tarafsız yayıncılığın adresi TRT'nin seçim sürecinde siyasi partilere ekranlarında ayırdığı süreler dikkat çekmişti veya normal karşılanmıştı.
TRT’de siyasi partilere ayrılan süreler:
- AK PARTİ: 792 dakika.
- MHP: 48 dakika.
- CHP: 45 dakika.
- BDP: 2 dakika.
Ve 30 Mart 2014 seçimleri. Sonuç malum. Yaşananlar aklımız da.

Tesellim ise Karadeniz de sadece Giresun da CHP kazandı.Karadenizin aydınlık yüzü hemşehrilerimin varlığı.
Seçim sonrası ilk gün aklımdan geçenler ; Demek ki bu ülkenin yüzde 45.i için yolsuzluk, hırsızlık, rüşvetin hiç bir anlamı yoktu. İnandıkları kişi ne diyorsa kabul ediyor ve koşulsuz itaat ediyorlardı. Onların dünyası ile diğer yüzde 55.in yani bizlerin ( ne talihsiz bir tanım ) yaşadığı dünya çok farklıydı. Onların dünyasından bir işadamı '' millettin ...mına koyacağiz " demişti ya işte bu güruhun seviyesi bu düzeydeydi ve birileri bunları kullanirken sadece zevk almaya çalışıyorlardı. Artık karanlıkların zavallı Türkiye'si ne mi giriyorduk?
Bu düşüncelerimi takiben yaklaşık bir sene sonra tekrar bir seçim dönemi var.
Bir yanım toplumlar hak ettiği şekilde yönetilir derken, bunu gerçekten hepimiz hak ediyor muyuz diye de sorguluyorum.
Bir taraftan da umutlar bir köşede, ellerim ceplerim de , alkışlamak için bekliyorum...