1/31/2008

31.Ocak.2008

2.Şubat.2008 günü Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği ve Atatürkçü Düşünce Derneği önderliğinde saat 14:00' da, türbanla ilgili anayasa değişikliğini girişiminden vazgeçilmesi amacıyla bir miting yapılacakmış.Sonuçta ne olacak ? Herşey olduğu gibi devam edecek.Bir faydası olacak mı ? Ne yazık ki hayır.Hatta AKP'nin işine gelecek bir önceki seçimde olduğu gibi. Milyonlar İzmir'de yürüdü İstanbul'da yürüdü Türkiye'nin her yerinde yürüdü ellerinde bayraklar ve marşlar eşliğinde.Sonuç AKP tekbaşına %47 çoğunlukla iktidar oldu.Demek ki oyveren vatandaşların büyük kısmı iktidar partisini tehlike olarak görmüyor. Hiç bir ülke vatandaşı kendi ülkesini tehlikeye atacak bir grubu iktidara getirmez diye düşünüyorum.Buna inanmak istiyorum.

1/30/2008

30.Ocak.2008

AKP iktidar olduğundan beri belli aralıklar ile gündeme gelen türban konusu son günlerde medyanın en öne çıkan maddesi.Aslında konuyu öne çıkaran AKP ve destekçisi MHP, konu üzerinde sürekli yazan çizen basın ve tabi ki okuyan bizler. Yasa da yapılacak düzenlemeler ile türban konusu yasal bir gerekçeye dayanarak artık daha fazla tartışma ortamı yaratmasını bertaraf edecek hükümet ve iktidar.

Konu ile ilgili en net gözlemim 1992-1996 yıllarında üniversitedeyken sayıları fazla olmasa da türbanlı öğrencilerin varlığı ve konunun hiçbir şekilde tartışma yaratmamasıydı.Bir kesim türbanlı öğrencilerin üniversiteye girememesini kişilik haklarına müdahale olarak değerlendirirken bir kesimde laik Türkiye çizgisinden uzaklaşmaya başladığımızın net bir göstergesi olarak yorumluyor durumu.

Yasaklı bir ülkede yaşamak benim de tercihim değil ama bu serbesti ilerki dönemlerde başka özgürlüklere de emsal teşkil ederse Türkiye'nin modern ve çağa ayak uydurmuş kimliğinden uzaklaşacağı kaygısını bende taşıyorum.İzle ve gör politikası geçerli olacak önümüzdeki günlerde.

Bu arada gerekli yasal düzenlemelerden sonra klasik bir CHP hareketi olarak konu anayasa mahkemesine taşınacak ve uzayıp gidecek. Bu ülkede otuzbeş yılını geçirmiş bir vatandaş olarak net hatırladığım son onbeş yıla baktığımda aynı filmler baştan oynatılıp oynatılıp duruyor.Yaşı altmış ve üzeri olanlar bu söylediğime onbeş değil otuzbeş yıldır kırkbeş yıldır aynı diyecekler doğal olarak.

Yazımın sonucuna gelince herhangi bir sonuç yok.Tüm Türkiye pazar günü oynanacak Fenerbahçe-Galatasaray maçını bekliyor.

1/29/2008

29.Ocak.2008

Beklenen kar geldi.Aslında çok fazla beklenti yaratıldı. Belediye Başkanı önümüzdeki yerel seçimleri de göz önüne alarak tam mesai çalıştı.İstanbul halkı huzurlu uyudu kardan yollar kapanmayacak diye.Fakat yolları kapatacak kadar kar yağmadı.

Bir conta yüzünden 9 kişi tren kazasında hayatını kaybetti. Daha önceki tren kazasının da görevde olan ve davalar sonucu tekrar görevine iade edilen genel müdür halen görevine devam ediyor. AKP ve MHP ülkenin en büyük sorununu çözmek için kolları sıvadı. Ekonomi durgunlaşmış, dünya krizin eşiğinde çokta önemli sıkıntılar değil. Öncelikle türban işi çözülsün yeter ki.

Yunanistan Başbakanı geldi 3 kadeh rakı üzerinede bira içti. Çok memnun ayrıldı ülkemizden. Türkiye Kupası'nda Cim Bom Fenerbahçe ile eşleşti. Fenerliler şimdiden havaya girdi yirmi küsür sene sonra kupa alabilmek adına.

Internet forumlarında taraftarlar kapıştı.Konuşan Türkiye kapışan Türkiye...

1/24/2008

Uğur Mumcu Anısına...Sesleniş

Dağ gibi kara yağız birer delikanlıydık. Babamız, sırtında yük taşıyarak getirirdi aşımızı, ekmeğimizi. Arabalar şırıl şırıl ışıklarıyla caddelerden geçerken bizler bir mum ışığında bitirdik kitaplarımızı. Kendimiz gibi yaşayan binlerce yoksulun yüreğini yüreğimizde yaşayarak katıldık o büyük kavgaya. Ecelsiz öldürüldük. Dövüldük, vurulduk, asıldık. Vurulduk ey halkım, unutma bizi...

* * * Yoksulluğun bükemediği bileklerimize çelik kelepçeler takıldı. İşkence hücrelerinde sabahladık kaç kez. İsteseydik diplomalarımızı, mor binlikler getiren birer senet gibi kullanırdık. Mimardık, mühendistik, doktorduk, avukattık. Yazlık kışlık katlarımız, arabalarımız olurdu. Yüreğimiz, işçiyle birlikte attı. Yaşamımızın en güzel yıllarını birer taze çiçek gibi verdik topluma. Bizleri yok etmek istediler hep. Öldürüldük ey halkım, unutma bizi...

* * * Yabancı petrol şirketlerine karşı devletimizi savunduk; komünist dediler. Ülkemiz bağımsız değil dedik; kelepçeyle geldiler üstümüze. Kurtuluş Savaşı'nda emperyalizme karşı dalgalandırdığımız bayrağımızı daha da dik tutabilmekti bütün çabamız. Bir kez dinlemediler bizi. Bir kez anlamak istemediler. Vurulduk ey halkım, unutma bizi... Korkmadan öldük ey halkım, unutma bizi...