6/30/2006

Mustafa Kemal Atatürk'ten bir mesaj

Efendiler, bir şeyin zararıyla bir şeyin imhası ile yükselen şeyler bittabi o şeyden zarara uğrayanı alçaltır. Hakikaten avrupanın bütün ilerlemesine, yükselmesine ve medenileşmesine karşılık Türkiye tam tersine gerilemiş ve düşüş vadisine yuvarlana durmuştur.Artık vaziyeti düzeltmek için avrupadan nasihat almak, bütün işleri avrupanın emellerine göre yapmak, bütün dersleri avrupadan almak gibi bir takım zihniyetler belirdi. Halbuki;hangi istiklal vardır ki, ecnebilerin nasihatleri ile, ecnebilerin planlarıyla yükselebilsin? Tarih böyle bir hadiseyi kaydetmemiştir.

6 mart 1922

6/27/2006

Hale Badalıoğlu'ndan Kurabiye Tarifi

ŞEFTALİ KURABİYE

10-12 Kişilik

Hazırlama Süresi : 20dk.

Pişme Süresi : 170 C’de önceden ısıtılmış fırında 15dk.

MALZEMELER -250 gr. margarin -1 çay bardağı şeker -1 çay bardağı sıvı yağ -1 çay kaşığı tuz -1 adet yumurta -1 paket kabartma tozu -1 paket çikolata sosu -500ml süt (çikolata sosu için) -10 adet içi çıkarılmış ceviz kabuğu

SERVİS -½ çay kaşığı kırmızı gıda boyası -1 çay bardağı su -3 su bardağı toz şeker -Yaprak

YAPILIŞI

Oda sıcaklığında yumuşatılmış margarini tüm malzemelerle birlikte aldığı kadar un ilave ederek yumuşak bir hamur kıvamına getirin. İri ceviz büyüklüğünde kopardığınız hamur parçasını avucunuzda yuvarladıktan sonra ortasına ceviz kabuğu koyarak fırın tepsisine hamurun bombeli kısmı yukarıda kalacak şekilde yerleştirin. Önceden ısıttığınız fırında hamurların üzeri pembeleşinceye kadar 15dk pişirin. Pişen kurabiyelerin içindeki ceviz kabuklarını çıkardıktan sonra kurabiyelerin çukur kısımlarına hazırladığınız çikolata sosundan dökün ve iki kurabiyeyi birbirine yapıştırın. Yapıştırdığınız kurabiyeleri önce suyla karıştırdığınız gıda boyasıyla çok az ıslatın hemen sonra toz şekere bulayın, bir yaprakla süsleyip servis tabağına alın. Dilerseniz kurabiyelerin çukur kısımlarına çikolata sosu ile bir adet ceviz veya badem de koyabilirsiniz. Afiyet olsun…

6/22/2006

Bayrağı indiren kahramanlar

Boğaz Köprüsü'nden Galatasaray bayrağını indiren gençleri yürekten kutluyorum. Onlar, yarınlarımızı emanet edeceğimiz cesur, kararlı ve sorumluluk sahibi insanlar. Kahraman oldukları kuşkusuz. Çok tehlikeli bir operasyonu hiç tereddüt etmeden başardılar. Ufak bir eksikleri vardı; o kadar... Keşke bu performanslarını Greenpeace'deki yaşıtları gibi "insanlık adına" kullanabilecek birikim ve akla sahip olsalar. Ercan Güven Ters Köse isimli kosesinden….

6/20/2006

Bir araya geldiklerinde süper birşey olan üçlüler

- deniz kum günes

- mazhar fuat özkan

- at, avrat, silah

- ronaldo ,rivaldo , ronaldinho

- cut-copy-paste

- yatak, yorgan, yastik

- raki beyaz, peynir ve kavun uclemesi

- vatan, millet, sakarya

-yol, su, elektrik

- inek saban, güdük necmi, damat ferit

- para para para

-zincir,takoz, cekme halati

- good,bad and ugly

-1.çinko - 2. çinko - tombala

- karpuz, peynir, ekmek

- domates,biber,patlican

- ingiliz-fransiz-temel

- 90-60-90 -gez, goz, arpacik

-Lütfi Kayıhan Badalıoğlu

Eğitime %100 Destek

"Eğitime %100 Destek" kapsamında üzerimize düşen sosyal sorumluluk kampanyası çalışmamızda ilde bulunan devlet okulları kütüphanelerinin ihtiyaç duyduğu kitapları temin etmek amacı ile ulaştırılacak kitap bağışlarını Milli Eğitim Müdürlüğü vasıtası ile okulların 2006-2007 yeni eğitim dönemine kadar devam sürdürmeye çalışacağız.

Amacımız kitap eksiği olan okullara yardımcı olmak ve aynı zamanda yeni öğrenim döneminde zengin bir kitaplığa sahip olmalarını sağlayarak ufak bile olsa bir fark yaratmaya çalışmaktır. Kitap dostlarından ulaşabildiklerimizden ve bu yazımızın ulaşabileceği kişi ve kurumlardan destek olmalarını rica ediyoruz. Türkiye’nin geleceği olarak gördüğümüz kıymetli öğrenci kardeşlerimiz için sizleri kampanyamıza destek olmaya ve bu mesajı sevdikleriniz ile paylaşmaya davet ediyor, kitap bağışlarınızı aşağıda ki adrese bekliyoruz.

Tarkan Deniz ,JCİ Uluslararası Genç Ticaret OdasıAvrasya Toplumsal Projeler Direktörü

Kitap bağışlarınız için gönderi adresi ile ilgili kişilerin mail adres ve telefon numaraları:

T.C. M.E.B. Niğde il Milli Eğitim Müdürlüğü JCI AVRASYA KİTAP BAĞIŞ KAMPANYASI Aşağı Kayabaşı Mh. Yeni Müze Cd. Müze Yanı51200 Niğde Tel: 0388 23232 72/73/79 Fax: 0388 232 32 74Halil

İbrahim YAŞAR Niğde il Milli Eğitim Müdürü

hiyasar@meb.gov.tr

Mustafa Yiğit Niğde il Milli Eğitim Müdürlüğü Şube Müdürü

mailto:Müdürünigdemem@meb.gov.tr Resmi web sitesi http://nigde.meb.gov.tr/

Bayrağı Denize Attılar

G.Saray bayrağını denize attılar.

G.Saray'ın şampiyonluğunun ardından Boğaziçi Köprüsü'ne asılan dev bayrak, ipleri kesilip denize atıldı.

Sabah saatlerinde otomobille Boğaziçi Köprüsü'ne gelen 5 kişi, araçtan inerek korkuluk demirlerini aştı. Bu kişilerin bağlantı yerlerinden kestikleri GS bayrağı, daha sonra denize düşerek kayboldu.

Köprü koruma polislerinin fark ederek olay yerinde gözaltına aldığı bu kişiler, Beylerbeyi Polis Merkezine götürüldü."Genç Fenerbahçeliler" yazılı forma giydikleri görülen bu kişilerin, köprüye FB bayrağı asmak için izin istedikleri, ancak buna izin verilmeyince GS bayrağını indirdiklerini söyledikleri öne sürüldü.

http://www.kanalturk.com.tr/haber.php?haber_id=52180

Sizlerden Gelenler

Kayıhan Yapılan tamamen terbiyesiz,seviyesiz,ilkelce bir harekettir.Daha önceden de aynı hareket yine aynı klüp taraftarları tarafından yapılmıştı.Münferit hadise demeyi çok isterdim.Bu ülkede kim bilir ne zaman birbirimize tahammül etmeyi öğreneceğiz.Bu bayrağı denize atanlar acaba aynı harekete kendileri maruz kalsalar ne yaparlar, ne düşünürlerdi merak ediyorum.Yazık ..Çok yazık..Biz daha kendi içimizde bir yerlere gelemedik AB için çok yolumuz var bu kafada devam edersek.

Saygılarımla... Yorum Sırası: 3 Tarih : 20-06-2006 [ Cevap yaz ]

6/16/2006

Bodrum Köylüleri

Akşam ATV haberde Bodrum köyleri ile ilgili bir haber vardı. Yazın gelmesiyle deniz kenarı, tatil beldelerine hücum eden TV haber merkezleri bol mayolu, sereserpe uzanan turist görüntülerinin yanında çok nadirde olsa bu tarz haberleri yakaliyorlar.Ne mutlu bize....

Haberin konusu, Türkiye de yazlık mekanların başkenti Bodrum'a çok yakın mesafelerdeki köylerde yaşayan ama yıllardır denize bile girmeyen, sadece hasta olduklarında ilçe merkezine giden yurdum insanlarıydı.

Yanıbaşlarında yaşanan bol eğlence ve hareket dolu yaşamdan ne kadar soyutlardı. Aslında Bodrum da yaşanan hayat hiç umurlarında değildi açıkçası. Kendi köy hayatlarında, kurdukları az ve öz yaşamlarında çok fazla da beklenti içinde olmadan belki çok mutlu değil ama eminim ki biz şehir yaşamında mücadele eden insanlardan daha huzurlu olarak yaşıyorlardı.

Gün geçtikçe büyük bir şehir formuna gelen Bodrum'a gitmeyerek zaten çok akıllıca bir iş yapıyorlar bence de...

6/14/2006

Yağmur

Sanki nisan yağmurları haziranı bekledi bu sene. Ankara da yıllarca alıştığımız kırkikindi yağmurları vardı. Yağar ve geçerdi sessizce. Şemsiye ihtiyacı olmazdı, rahatsız etmezdi insanları veya insanlar rahatsız olmazlardı yağan yağmurdan. İstanbul'da yağmur sıkıntı demek. İnsanların birbirini ezerce kaçıştığı, şemsiyelerin sokaklarda birbiriyle çatıştığı, Oluklara sığmayan suların caddelere taşıp, karmaşa yaratması demek. Eğer iş çıkışına rastladıysa eve geç gitmek demek. Sırıksıklam ıslanıp sudan çıkmış balık gibi olmak demek...

6/12/2006

Lagara Lugara


bir sürü kişi...

sanki bir uykuda...

korkunç bir uğultu vardı,uyutucu, uyutucu.

oturmuşlar kalkmıyorlar,her zaman bile bile.

hep aynı şekilde,hep aynı hep aynı.

lagara lugaralagara lugara lagara

sigara sigara çay sigara.

bense bak,kaçacam buradan birazdan.

bilmeyi istemeden, ve bilmekten korkarak...

zaman önemsiz miydi sanki?

hep aynı hep aynı.

nejat yavaşoğulları'na teşekkürler....















6/10/2006

Kazım Koyuncu

Karadeniz'in Asi Çocuğuydu... Harbi delikanlıydı... Gerçek müzisyendi... Karadeniz müziğini kitlelere sevdirdi... 33 yaşında göçtü gitti...
"ve bir gün insan da ölür çimen gibi,yaprak gibi sarsılır yeryüzü yerinden devrilen koca bir ağaçtır sanki durur atışları yorgun kalbimizin el,ayak kesilir göz ölür,dudak ölür,kan ölür susar ta içimizde yıllardır çalan çalgı bütün teller ses vermez olur acılar diner ve bir gün biter bu çirkin oyun perde iner."

Ümit Yaşar Oğuzcan

''Hiç başımızdan eksik olmayan gökyüzüne, günün karanlık saatlerine, ara sıra kopsa da fırtınalara, bir gün boğulacağımız denizlere, eski günlere, neler olacağını bilmesek de geleceğe, kötülüklerle dolu olsa bile tarihe, tarihin akışını düze çıkarmaya çalışan tüm güzel yüzlü çocuklara, Donkişotlar'a, ateş hırsızlarına, Ernesto 'Çe' Guevara'ya, yollara -yolculuklara, sevgililere, sevişmelere, sadece düşleyebildiğimiz olamazlıklara, üşürken ısınmalara, her şeyden sıcak annelere, babalara ve tadını bütün bunlardan alan şarkılara kendi sıcaklığımızı gönderiyoruz... Her şeye rağmen bu yeryüzünde şarkılar söyledik. Teşekkürler dünya."

Kazım Koyuncu

Yönetmenliğini Ümit Kıvanç'ın üstlendiği, Koyuncu ailesi ve arkadaşlarının da desteğiyle Kazım Koyuncu Belgeseli hazırlanıyor...

http://www.kazimkoyuncu.com/

Kazım Koyuncu anisina en sevdiğim iki şarkısını mixledim kendime göre....

Koyuncu_SpecialMix_Kayihan

6/05/2006

15.Yıl Balosu

1991 yılının haziran ayı... 18 yaşındayım... Mezuniyet balosu heyecanı... Günler önceden yapılan hazırlıklar... Balo gecesi rüya gibi... 2006 yılının haziran ayı... 33 yaşındayım... Mezuniyetin 15.yılı balosu heyecanı... Günler önceden arkadaşlarla yapılan planlar... Balo gecesi rüya gibi... Tam 15 sene geçmiş ama sanki dün gibi... Yaşlar büyümüş ama ruhlar hep aynı... Yıllar geçse de dostluklar hep ilk günkü gibi aynı... Karşılıksız ve sonuna kadar içten, samimi....